28 Eylül 2012 Cuma

Alp TÜRKALP ile Mynet Röportajı

Adnan Oktar'ın kızları konuştu


(Ankara’da doğmuş. Ankara Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi’nde İngiliz dili, İngiliz edebiyatı ve Amerikan kültürü üzerine eğitim gördü.)

Hocamıza ve bizlere karşı birkaç aile komplo teorileri geliştirdiler

Ankara'da büyümüşsünüz ve İstanbul'da çalışıyorsunuz. Ailelerinizle görüşmediğiniz söyleniyor...

Aslında Ankara’da değil, İstanbul’da büyüdüm. Sadece ilkokul yıllarımı Ankara’da geçirdim, hayatımın büyük bir bölümünde İstanbul’daydım.

Aile konusuna gelince, hocamıza ve bizlere karşı birkaç aile farklı amaçlarla bir araya gelip çeşitli komplo teorileri geliştirdiler. Bu çirkin provokasyon sonucunda da bizlere hep ilk sorulan soru “ailenizle görüşmediğiniz söyleniyor” oluyor. Hayır, ailemle görüşüyorum. Hayatım boyunca hep görüştüm. Ailem benim canımdır. Annem dünyalar tatlısıdır. Sürekli görüşürüm, sürekli ararım. Sağlığıyla ihtiyaçlarıyla, neşesiyle, rahatıyla, maddi manevi her durumuyla daima ilgilenirim. Aslında bizden çok hocamız ilgilenir ailelerimizle. Bir hastalıkları rahatsızlıkları olduğunda, zor bir durumla karşı karşıya geldiklerinde her türlü imkanı seferber edip onlara tüm gücüyle yardım eden Hocamız olmuştur hep. Ben babamı üç sene önce kaybettim. Çok değerli ve özel bir insandı babam. 5.5 yıl boyunca kansere karşı verdiği zorlu mücadele sırasında onun sağlığına en çok ihtimam gösteren, annemle babamın rahatı için her türlü imkanı seferber eden, sayısız doktordan konuyla ilgili görüş aldırtan, gece gündüz demeden durumunu kesintisiz takip eden Hocamız olmuştur.


Moralinin yüksek tutulması, en iyi doktorlar tarafından en iyi imkanlarla bakılması ve rahatının ve neşesinin yerinde olması için hemen her gün Hocamızdan bilgi ve tavsiye alırdım. Bir aileye, bir anne-babaya nasıl değer verilmesi gerektiğini ben Hocamdan öğrendim. Ve Hocamız kadar değer veren başka insan da tanımadım.

Bir programda kaç defa maşallah ve inşallah diyorsunuz?
Sadece programlarda değil biz hayatımızın her anında inşaAllah MaşaAllah deriz. Buna insanların şaşırması garip, çünkü bu iki kelime aslında bütün insanların sürekli olarak kullanmaları gereken sözler. Her şeyi Allah yaratır. Insanlar bunu kabul etse de etmese de bu böyledir. İşte bu nedenle, bir güzellik gördüğümüzde Allah’ı övmek güzeldir.


Tepki aldığımız belli bir kesim de var


İslamiyet ve muhafazakar yaşam üzerinden nasıl tepkiler alıyorsunuz? Görüntünüz itibariyle makyajlar ve iddialı giyim üzerine...


Sevenlerimiz çok fazla. Muhafazakar kesimden de sevenlerimiz çok fazla. Fakat tepki aldığımız belli bir kesim de var elbette. Alışılmışın dışındasınız diyorlar. Alışılmışın dışındayız bu doğru. Çünkü insanlar yıllarca belli şeylere alıştırıldılar. Yıllardır, neşesiz, mutsuz, pejmurde, bakımsız, cahil, dans, müzik, sanat estetik bilmeyen insanlar Müslüman olur imajı veriliyordu. Biz ilk defa olarak insanlara bir Müslümanın güzel, bakımlı, kültürlü, modern, estetiğe, bakıma, sanata, uyuma dikkat veren, neşeli, mutlu, pozitif insanlar olduğunu gösterdik. Kuran’a göre olması gereken Müslümanlığı onlara gösterdik.

Yobaz hurafelerini insanlara din diye dayattılar. Şimdi bize alıştıklarımızın dışındasınız diyorlar. Elbette dışındayız. Biz alışkanlıklara göre değil, Kuran’a göre hareket ediyoruz.


Mehdi’nin yardımcıları olarak görüyoruz kendimizi


Programda yeralan diğer sunucu kızlar ve sizin çok benzer fiziksel yapılarınız var. Program sunuculuğu için özellikle bir fiziki farklılık aranıyor mu?


Burada ilk olarak şunu belirtmem lazım. Biz bir gönül birliği ile bir aradayız. Yıllardır birbirimizi tanırız, yıllardır değerli Hocamızın taraftarı ve talebesiyiz. Dolayısıyla A9 programlarına iş başvurusu ile alınmış kişiler değiliz. Bizler inandığımız ve asla taviz vermeyeceğimiz bir yaşam şeklini ve ahlakı anlatmak için orada bulunuyoruz.

İnsanlar bizi birbirimize benzetiyorlar, bu doğru. Aynı ülküyü savunduğumuz, aynı ahlaka sahip olduğumuz ve Kuran’a uygun olan aynı tepkileri verdiğimiz için böyle güzel bir benzerlik oluşuyor. Bu tabi bizim için bir müjde aynı zamanda. Çünkü biz, kendimizi Mehdi talebeleri olarak addediyoruz. İçinde bulunduğumuz dönemde geldiğine inandığımız Mehdi’nin yardımcıları olarak görüyoruz kendimizi. Mehdi talebelerinin de, Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde belirtilen önemli bir özellikleri vardır: Birbirlerine benzerler. Hadis şöyledir: “Onları görüyor gibiyim; AYNI RENK, AYNI BOY, YÜZLERİ AYNI VE ELBİSELERİ DE AYNI… olarak Hazret-i Mehdi (as)’a biat ederler.” (İbn Tavus, el-Melahimu ve’l-Fiten, s.122)

Dolayısıyla bu güzel benzetmeyi yapan herkese, size de teşekkür ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder