Mısır çözümü bizden bekliyor.....
Kardeşini öldürmenin bir çözüm olacağını sanmıştı Kabil; öldürdü kardeşi Habil’i. Bir karga gösterdi ona cesedi nasıl gömeceğini. Pişman olmuştu Kabil. Cinayetlerin psikolojisini en iyi Kabil’in bu pişmanlığı anlatıyordu aslında. Önce nefsi ona öldürmeyi cazip ve kolay göstermiş, sonra pişman olmuştu.
Sonrasında toplumlar alıştı öldürmeye. Artık pek çoğunun arkasında pişmanlık da yoktu. Silaha sarılanlar öldürmeye daha çok alıştılar. Zor değildi artık can almak. Sıradanlaşmıştı.
Öldürülenlere de alıştı dünya. Onlar, yüzler, binler, yüzbinler... Arap ülkeleri hep şehitleriyle anıldı. Birleşmiş Milletler her yıl bunu sadece birer istatistik olarak vermeye başladı. Ona da alıştılar, kimsenin umurunda olmadı.
Öldürerek, ne haklıyı susturabildiler, ne de haksızı caydırabildiler. Haklı olan, canı pahasına hakkını savunmaya devam etti. Haksız ise daha öfkelendi, daha radikalleşti, daha çok suç işledi. Korkarak caymadı, güçsüzleşip geri çekilmedi.
Bunlar olurken siviller öldü, masumlar öldü, bebekler öldü. Müslümanlar değersizleşti. Dinler birbirine kinlendi. Herkes bir “karşı taraf” aramaya başladı. Olan ise her zamanki gibi hep mazlumlara oldu.
Yazının devamı için --->>> Mısır çözümü bizden bekliyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder